-
1 bilgi
bilgi s1) Wissen nt, Kenntnisse pl\bilgi edinmek Kenntnisse erwerben, sich Wissen aneignen2) (biçim \bilgisi) Lehre f3) Auskunft f (üzerine/hakkında über), Information f (üzerine/hakkında über)\bilgi edinmek sich informierenbiri hakkında \bilgi istemek um Auskunft über jdn bittenbirine \bilgi vermek jdm (eine) Auskunft geben4) (\bilgi transferi) Daten pl -
2 запрашивать
bilgi istemek; fahiş fiyat istemek* * *несов.; сов. - запроси́ть1) ( осведомляться) bilgi istemekзапроси́ть мне́ние кого-л. — birinin fikrini sormak; görüşünü almak
2) ( цену) (aşırı fiyat) istemekзапра́шивать вдво́е — (fiyatının) iki mislini istemek
-
3 renseignement
-
4 سأل
-
5 anfragen
an|fragen -
6 nachhaken
nach|hakenvi1) ( fam) sözünü keserek bir soru daha sormak, bir kez daha sorup soruşturmak;bei jdm ( mit einer Frage) \nachhaken (bir soru ile) birinin sözünü keserek bir kez daha bilgi istemek -
7 sormak
سأل [سَأَلَ] -
8 inquire
v. sormak, soru sormak, soruşturmak, araştırmak* * *1. araştır 2. bilgi al 3. sor* * *1) (to ask: He inquired the way to the art gallery; She inquired what time the bus left.) sormak2) ((with about) to ask for information about: They inquired about trains to London.) bilgi edinmek3) ((with after) to ask for information about the state of (eg a person's health): He enquired after her mother.) hâl ve hatırını sormak4) ((with for) to ask to see or talk to (a person): Someone rang up inquiring for you, but you were out.) istemek5) ((with for) to ask for (goods in a shop etc): Several people have been inquiring for the new catalogue.) sormak6) ((with into) to try to discover the facts of: The police are inquiring into the matter.) araştırmak, tahkik etmek•- inquiry- make inquiries -
9 charge
n. yükleme, şarj etme, yük; doluluk miktarı, doz; ipotek, talep; masraf, ücret; görev, yükümlülük, sorumluluk, nezaret; hapis, gözaltı; emir, talimat; suçlama, iddia, hücum, saldırı————————v. yüklemek, doldurmak, itham etmek, şarj etmek, ödetmek, kredi kartından almak; sorumlu tutmak; uyarmak, tembihlemek, bilgi vermek, aydınlatmak, suçlamak, üzerine atmak, saldırmak, hücum etmek* * *1. şarj (n.) 2. şarj et (v.) 3. yük (n.)* * *1. verb1) (to ask as the price (for something): They charge 50 cents for a pint of milk, but they don't charge for delivery.) istemek, talep etmek2) (to make a note of (a sum of money) as being owed: Charge the bill to my account.) hesabına yazmak3) ((with with) to accuse (of something illegal): He was charged with theft.) suçlamak4) (to attack by moving quickly (towards): We charged (towards) the enemy on horseback.) saldırmak, hücum etmek5) (to rush: The children charged down the hill.) fırlamak, hızla koşmak6) (to make or become filled with electricity: Please charge my car battery.) şarj etmek/edilmek7) (to make (a person) responsible for (a task etc): He was charged with seeing that everything went well.) sorumlu/mesul tutmak2. noun1) (a price or fee: What is the charge for a telephone call?) ücret, fiyat2) (something with which a person is accused: He faces three charges of murder.) suçlama3) (an attack made by moving quickly: the charge of the Light Brigade.) saldırı, hücum4) (the electricity in something: a positive or negative charge.) şarj, yük, doldurum5) (someone one takes care of: These children are my charges.) bakımından sorumlu kimse; emanet6) (a quantity of gunpowder: Put the charge in place and light the fuse.) barut hakkı•- charger- in charge of
- in someone's charge
- take charge -
10 nachfragen
nach|fragenI vi1) ( sich erkundigen) sormak, (bilgi almak için) aramak;hat jemand nachgefragt? kimse aradı mı?;fragen Sie bitte morgen einmal nach lütfen, yarın bizi tekrar bir arayınız2) ( noch einmal) tekrar sormak, bir defa daha sormak;er musste mehrmals \nachfragen defalarca sormak zorunda kaldı3) ( nachsuchen) başvurmak;um Genehmigung \nachfragen izin için başvurmak
См. также в других словарях:
istizah etmek — sorulan soruya açıklayıcı bilgi istemek, bir sorunun açıklanmasını istemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sormak — 1. i, ar, hlk. Dudakları uzatıp soluğu kuvvetle çekerek emmek 2. i, e, den, ar 1) Birine soru yönelterek herhangi bir konuda bilgi istemek, sual etmek Hastanenin nöbetçi doktoru yok mu? diye soruyorum. R. N. Güntekin 2) Bir işin sorumluluğu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
haberden haber vermek — tkz. bir kimse veya bir konuda bilgi istemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlamak — i 1) Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak Babasının niçin bu kasabayı çok sevdiğini Nevin bir türlü anlayamamıştı. S. F. Abasıyanık 2) Yeni bilgileri eskileriyle bir araya getirerek sonuç niteliğinde başka bir bilgi edinmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
başvurmak — e 1) Bir işin yapılması için bir kimsenin aracılığını istemek 2) Bir şeye yararlanmak amacıyla el atmak 3) Bilgi sahibi olmak için bir kaynağı kullanmak, müracaat etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçiniz — 1) bu söylediklerinizi kabul etmiyorum, daha mantıklı sözler söyleyin anlamında kullanılan bir söz 2) bilgi yarışmalarında kendisinden sonraki yarışmacıya geçilmesini istemek için veya bir sonraki soruya geçmek için söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük